’Oryantal İnci’ olarak kabul edilen Şangay, Çin ve Batı kültürlerinin ilgi çekici bir karışımıyla bilinir. Bu büyüleyici eski şehir sadece Çin’in ekonomi, finans, ticaret ve navigasyon merkezi değil, aynı zamanda Pasifik Okyanusu’nun batı kıyısında bir kozmopolit metropol. Tıpkı çiçek açan manolyada (şehrin sembolü) olduğu gibi, Şanghay da yaşam ve canlılık dolu. Şangay, Çin Halk Cumhuriyeti’nde en kalabalık ve gelişmiş şehirlerden biridir. Yangtze Nehri’nin kıyısında yer almaktadır. Kentin kuzeyi, nehir Doğu Çin Denizi’ne dökülür. Avantajlı coğrafi konumu nedeniyle Şangay, müreffeh bir işlek liman haline geldi. Şangay, Neolitik Dönem’e kadar uzanıyor. Bu alan, Moğollar ve diğer kuzey göçebe işgalcileri kasabayı resmen kurdukları Song Hanedanlığı’na (MS 960-1126) kadar bataklıktı. Artan ticaret Şangay’ı müreffeh bir yere dönüştürdü. 1291 yılına kadar ilçe başkenti oldu. Daha sonra ekonomi, özellikle pamuk ve tekstil endüstrilerinde daha büyük bir gelişme gördü. 1840’tan sonra İngiliz Ordusu Şangay’ı bir antlaşma limanı olarak açtı ve imtiyazlarını kurdu. Kent doğu ve batı arasında bir ticaret merkezi olarak gelişti. Örneğin ardından, birçok başka ülke de nakliye, matbaa, mimarlık, eczane ve kamu hizmetlerinde bulunan şirketleri açtı. Şangay ve Batı gücü neredeyse bir yüzyıl boyunca bir arada yaşandı. Müreffeh bir süre sonra, Şanghay İkinci Dünya Savaşı’ndan acı çekmeye başladı. Hammadde eksikliği ekonomik kriz ve ciddi durgunluk ile sonuçlandı. 1943’te İngiliz ve Amerikalılar sömürge haklarını yeni müttefiklerine bıraktılar - Milliyetçi Çinliler. 1945’te Japonlar teslim olduktan sonra Şanghay’ı ele geçirdiler. Ancak dört
…
Daha fazlası