Hollanda birleşik bir krallıktır. Toprağın büyük kısmı Avrupa’da; ülke ayrıca Batı Hint Adalarında Antilleri ve Aruba adasını da içeriyor. 20. yüzyılın ortalarından itibaren adalar özerkliğe geçti ancak Hollanda hükümdarının otoritesinin konusunu oluşturuyor ve savunma konularında birlikte çalışıyor ve uluslararası ilişkiler için ortak bir strateji geliştiriyorlar. Ülkenin resmi başkenti Amsterdam’dır. Burada iktidara gelen hükümdar, bağlılığını yemin eder, elini Anayasa’da tutuyor. Ancak asıl sermaye hala Lahey ’diyor çünkü parlamento ve hükümetin kendisi ve neredeyse tüm yabancı elçilikler var. Ulusal bayrağı kırmızı, beyaz ve mavi yatay çizgilerden oluşan üç renktir.
Hollanda oldukça zengin bir geçmişi ve mimari mirası olan eski bir ülkedir. Hollandalılar, yüzyıllar boyunca ayakta kalmış binalarla ilgileniyorlar; yerli halk, …
Devamını oku
Devamını oku
Hollanda’daki insanlar bayramların nasıl kutlanacağını sever ve biliyorlar. Taraflar büyük bir şekilde ve tam bir kimlik atmosferinde tutulmaktadır. En …
Devamını oku
Devamını oku
Hollanda hukuk sistemi, Roma eski yasası ile Napolyon yasası arasında bir şey. Burada, yerel halkın hak ve özgürlüklerine büyük önem verilmektedir. Ülkenin bir Yüksek Mahkemesi, birkaç itiraz kurumunun yanı sıra ilçe ve kanton kuruluşları var. Ülke, jüri ile denemelerde bulunmuyor. Krallığın dış politikası ticaret ilişkilerine odaklanmaktadır. Kesinlikle tüm ülkelerle dostça ve ortak ilişki kurmak için ilerici bir arzu var. Böyle bir atılabilir politika, ülkenin küresel ekonomik bağları aktif bir şekilde geliştirmesine olanak tanımaktadır. Hollanda, Avrupa Birliği’nin atalarının ülkelerinden biridir. Hükümet ve parlamento, entegrasyonu genişletmek ve derinleştirmekten yana, ülkenin gelişmekte olan ülkelere de yardım ediyor. Ekonomik alanda ülke, kendisini tüm dünyada ticaretin serbestleştirilmesinin en aktif destekçilerinden biri olarak gösterdi. Aynı zamanda Hollanda, oldukça büyük bir askeri potansiyele sahip NATO üyesidir. Ülkenin böylesine barışçıl bir politikası ve kendi nüfusunun ihtiyaçlarına daha fazla konsantrasyonu, krallığın hızla gelişmesine ve genel ekonomik durumun iyileşmesine yol açtı.